Gaziantep’te 20 Ağustos’ta yaşanan kazanın acı detayları gelmeye devam ediyor…
16 kişinin vefat ettiği kazada İHA muhabirleriyle tıpkı ismi taşıyan Muhammet ve Umut hayatını kaybederken, anne Gülten Erpek ise hafif yaralı olarak kurtuldu.
Şoförün ihmalkarlığını ortaya serdi
Erpek, kaza öncesi ve sonrası yaşanılanları gözyaşları içinde anlatarak, yaşanan büyük ihmalleri ortaya serdi.
İstanbul’da çalışan 20 yaşındaki oğlu Umut Erpek’i Diyarbakır’a getirmek için yola çıkan Erpek ve 12 yaşındaki küçük oğlu Muhammet Erpek, otobüsün ön tarafındaki 1,2 ve 3 numaralı koltuğu satın aldı.
“Şoför sigara içmeye başladı”
Umut’un sürücünün ardındaki birinci koltukta, Muhammet ve kendisinin ise 2 ile 3’üncü koltukta olduğunu belirten Erpek, “Gaziantep’te moladan çıktık. Bu esnada sürücü değişti. Yolda ilerlerken muavinle direksiyon başındaki sürücünün ortalarında geçen konuşmaları duydum. Sürücüye ileride daha evvel olan kazadan bahsedildi. O esnada sürücü yeniden mi kaza dedi. Sürücü, sonrasında sigara içmeye başladı. Ben o esnada sürücüsü sigara içmemesi için uyaracaktım. Sürücü zıt reaksiyon gösterir diye büyük oğlumdan çekindim, uyaramadım. Sürücü, pencerenin kenarını duman gitsin diye az bir şey açık bırakmıştı” dedi.
“Kıyamet günü üzere bir kazaydı”
Şoförün hafif virajlı yolda 120 kilometre sürate kadar otobüsü sürdüğünü gören Erpek, “Şoför otobüste bir eliyle perdeyle oynarken bir eliyle de direksiyonu tutuyordu. Sonrasında sürücü direksiyon hakimiyetini kaybetti. Otobüs benim tarafıma yan yatıp sürüklendi. O esnada esasen hiçbir şey görmedim. Kıyamet günü üzere bir kazaydı. Otomobilin içinde biri kaza yaptık diye bağırdı. Otobüs kaza yaptıktan sonra direkt çocuklarıma bakmak için kalktım.
Muhammed 3 metre ileride yerde yatarken, Umut’a ulaşamıyordum. Otomobilin her tarafını dolanırken Umut’un olduğu koltuk tarafı kapalıydı. Art taraftan ‘Umut ses ver’ diye koltuklara vuruyordum. Fakat hiçbir ses alamadım. Muhammed’in hayatını kaybettiğini biliyordum. Oradaki yaralılara ve ölülere baktım, hiçbir yerde oğlumu bulamadım” diye konuştu.
“Şoförü takografla oynarken gördüm”
Oğlu Umut’un vefat haberini kazadan 7 saat sonra aldığını lisana getiren Erpek, “Beni sıhhat vazifelileri ambulansa hakikat götürürken kendilerine ‘Çocuklarımdan biri ölmüş, oburunu bulun bana’ dedim. O esnada otobüs sürücüsünü takografla oynarken gördüm. Bağırarak, ‘Sen konutumu yaktın, senin meskenin de yansın’ dedim. Umut’un vefat haberini kazadan 7 saat sonra aldık. Çocuğum bu vakit zarfında neredeydi? Tahminen oğlum yaşıyordu. Müdahalede ihmal üzerine hayatını kaybetti. Ortadan 7 saat geçtikten sonra Gaziantep Abdulkadir Yüksel Devlet Hastanesinde oburunun ismine bulundu. 4 saat ameliyatta kaldığını söylediler” sözlerini kullandı.
“Şoförün ihmalkarlığından kaynaklandı”
Erpek, uzman raporunda kazanın su kanalından kaynaklı olduğunun söylendiğini ancak bu tezin palavra olduğunu belirtti.
Kazanın sürücünün ihmalkarlığından kaynaklandığının altını çizen Erpek, “Kaza esnasında çocuklarımı kurtarayım derken Muhammed’i yerde beyni dağınık görürken yalnızca yutkundum. Eşime haber vereyim dedim o esnada. Bir tek eşimin ve kız kardeşimin numarası ezberimde vardı. Kız kardeşim çalıştığı için o telefona yanıt veremiyordu. Eşimi aradım yanıt verdi. Kaza yaptığımızı ve kazada çocuklarımdan birinin hayatını kaybettiğini, oburunun ise gözükmediğini söyledim. O esnada direkt Gaziantep’e geldiler” dedi.
“Emniyet kemeri bozuktu”
Kaza anından sonra sürücüsü sakin bir biçimde gördüğüne dikkat çeken Erpek, “Şoför hiçbir şey olmamış üzere davranıyordu. İnsan en azından yaralılara yardım eder lakin hiçbir şeyle uğraşmadı. Vefat Allah’ın buyruğudur. Fakat bu kazada çok ihmal var. Sürücü yüksek süratle gitmezse tahminen kaza meydana gelmez. Otobüs sürücüsü 120 km/h ile gittiği için kazanın en büyük sebebi kendisidir. İki evladımı birden kaybettim. Az bir acı değil. Bunun yanında yaralılara yardıma gelen gencecik beşerler bile hayatını kaybetti. Ben de yaralandım. Kaza esnasında kaburgalarım zedelenmişti. Kolumda yaralar oluşmuştu.
Otobüs hareket etmeden emniyet kemerlerinin takılması için anons yapılması gerekiyor fakat yapılmadı. Oğlum elini emniyet kemerine attı, bozuk olduğu için kemer gelmedi. Sürücüden ve firmadan şikayetçiyim. Kimin eli bu kazada varsa hepsinden şikayetçiyim. Devlet yetkililerinden tek ricam bu olayın peşini bırakmasın” sözlerini kullandı.
“Gitarı yerde paramparça olmuştu”
Oğlunun tıpkı vakitte müzik hobisi olduğuna ve oğluna dair en değerli hatıra olarak elinde bozuk gitarının kaldığına değinen anne Erpek, “Ben çocuklarımı çok zorluk çekerek büyüttüm. Büyük oğlum gitarla uğraşıyordu. Nereye gitseydi onu da yanında götürüyordu. Kazadan sonra o gitarı yerde paramparça olmuştu. Bana kalan konuttaki gitarı oldu” diye konuştu.