İzmir’in Dikili ilçesinde oğlu Ersun Özar ile yaşayan ve 1 Ekim’de 107’nci yaş gününü kutlayan Sabiha Özar, yaşına karşın sağlıklı ve dinç yapısıyla konuklarını ağırlıyor.
Davet edildiği programlara gücü yettiğince katılmaya çalışan Özar, meskeninde ağırladığı gençlere anılarını anlatıyor.
100 yıl evvelki anıları dün yaşanmış üzere anlatan Özar, Cumhuriyet’in ilanından Atatürk ile müsabakalarına çok sayıda farklı anısını aktarıyor.
Konya’da dünyaya gelen, Bursa Öğretmen Okulundan mezun olarak öğretmenliğe adım atan Özar, Anadolu’nun farklı vilayetlerinde genç kuşakları yetiştirmek için 42 yıl çalıştıktan sonra emekli oldu.
Özar’ın hayatı, Atatürk ile 22 Mart 1923’teki Konya ziyareti sırasında müsabakasıyla değişti. Atatürk’ün, başını okşayarak verdiği “Okuyup öğretmen ol.” tavsiyesini yerine getirmeye karar veren Özar, Büyük Öncü’yü, Ankara’da ortaokul öğrencisiyken Cumhuriyet’in 10. yıl merasimlerine katıldığı sırada ve öğretmen okulunda eğitim gördüğü Bursa’da Merinos Fabrikasının açılışında da görme fırsatı buldu.
“Herkes aydınlık içindeydi”
AA muhabirine Cumhuriyet’in ilan edildiği periyotla ilgili anılarını anlatan Özar, Cumhuriyet rejimine geçileceğinin sinyallerinin daha evvelden verildiğine işaret etti.
Özar, sözlerini kullandı.
Cumhuriyet’in ilanı için Atatürk’e minnettar olduklarını belirten Özar, şahit olduğu bayramlar içinde Ankara’da Numune Kız Ortaokulu öğrencisiyken katıldığı Cumhuriyet’in 10. yılı kutlamalarını unutamadığını lisana getirdi. Özar, şöyle konuştu:
“Eski Meclis binasının önünde tak kuruldu. Atatürk’ün tam karşısında duruyorduk. 10. Yıl Nutku’nu okudu. Ağladığımı hatırlıyorum. Bütün herkes, askerler, ellerinde fenerlerle sokakları dolaştı. ‘Yaşasın Mustafa Kemal.’, ’10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaşta.’ diyerek halk, kelamları müzik olarak söylüyor. Sabaha kadar kimse uyumadı. Herkes aydınlık içindeydi.”
“Atatürk bana ‘öğretmen ol’ dedi”
Atatürk’ün kendisine verdiği “Öğretmen ol.” tavsiyesinin bir öngörünün işareti olduğunu söyleyen Özar, o tarihte ortada okul olmamasına karşın 6 yaşındaki bir kızdan öğretmen olup milleti aydınlatmasını istemenin eğitime verilen ehemmiyeti gösterdiğini kaydetti.
Aşılamaya çalıştığı bu ulusal hisle bir devlet kuran Atatürk’ün bayan erkek eşitliğine de daima vurgu yaptığını lisana getiren Özar, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Atatürk ‘Kadınlar da çalışacak, bayanlar da okuyacak.’ dedi. Bir devletin kudretli olabilmesi için ‘Halkı aydınlatan, çağdaş eğitim öğretim kurumlarını açan ve burada gençlerini, öğretmenlerini yetiştirerek bu devleti ayakta tutan bunlardır.’ dedi. Onun için Mustafa Kemal, okullar açmaya, eğitime çok ehemmiyet verdi. O vakit hiç okul yoktu, artık ise üniversiteler doluyor. Yaşadığımız fark bu.”
